Geçtiğimiz ay kutlanan Orman Haftası ve bu yıl ‘Gezegenimiz, Sağlığımızdır’ (Our Planet, Our Health) temasıyla kutlanacak olan Dünya Sağlık Günü, doğa ile aramızda kopmayan bir bağ olduğuna dair farkındalık yaratan önemli günlerdir.
2022 Dünya Sağlık Günü’nün teması, insanları ve gezegeni sağlıklı tutmaya ve aynı zamanda refah odaklı bir toplum yaratma hareketini teşvik etmeye odaklanıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl önlenebilir çevresel nedenlerden dolayı 13 milyardan fazla ölüm meydana geliyor. Bu, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sağlık tehdidi olan iklim krizinden oluşuyor.
İnsanlar olarak aslında doğaya bağlı, doğadan canlılarız. En küçük mikroorganizmadan en büyüğüne her hareketimizin birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olduğu müthiş bir ekosistemin içinde yaşıyoruz. Doğaya; bitkilere ve hayvanlara karşı takındığımız ötekileştirici tavrı bir kenara bırakmalı, kendimizi de doğa olarak görüp buna uygun yaşamalıyız. Ancak bu sayede hem kendimiz hem de gezegenimiz için dengeli bir yaşam sunabiliriz.
Yeşil ve sağlıklı bir iyileşme için eşsiz bir fırsat sunan doğayla bütün olma halini, “Shinrin-Yoku” ile günlük hayatın bir parçası haline getirebilir, ondan çok şey öğrenebiliriz.
Tüm dünyaya büyük bir hızla yayılan “Shinrin-Yoku” son zamanların en çok ilgi gören wellness trendleri arasında. Dünyada yeni olmasına karşın 1980’lerden bu yana Japonya’da var olan Shinrin-Yoku, insan sağlığı üzerinde yarattığı birçok olumlu etkinin yanı sıra çevresel farkındalık anlamında da büyük bir bilinç oluşmasına yardımcı oluyor.
Günümüz hayat şartlarının bizi gittikçe yabancılaştırdığı doğa ile tekrar iç içe olma şansı sunan Shinrin-Yoku uygulamasının temel prensibi ise “doğayla bütünleşerek iyi olma halini deneyimlemek” olarak açıklanıyor.
Shinrin-Yoku: Orman banyosu nedir?
Türkçe’de “orman banyosu” anlamına gelen Shinrin-yoku, terapötik faydalar elde etmek için bir amaca bağlı kalmadan anın farkındalığı ile doğanın içinde bulunma, duyularımızla ormana bağlanma eylemini karşılıyor.
Japonların mutlu ve uzun yaşamlarına dair sır perdelerini aralayan ‘Ikigai’ kitabının yazarları Francesc Miralles ve Hector Garcia, son eseri Shinrin-Yoku, Orman Banyosu (Forest Bathing: The Rejuvenating Practice of Shinrin Yoku) kitabında bu kadim pratiği detaylı bir şekilde okurlarıyla paylaşmakta.
Orman Banyosu pratiği, ormanda yapılan her aktiviteyi kapsamıyor tabii. Koşu, yürüyüş ya da egzersiz gibi sporlardan farklı olarak sadece doğanın içinde olmak ve doğayı keşfetmek, onun bir parçası olduğunu fark edebilmek anlamına geliyor. Ormanda bulunma halinin farkında olup bundan keyif almak, takdir etmek, yavaşlamak ve doğayla aramızda kaybettiğimiz bağı yeniden kurmak gerekiyor.
Beş duyumuz ve orman arasında bir köprü görevi gören Shinrin-Yoku uygulamasını kısaca özetlemek gerekirse: yoğun hayatınızdan birkaç saat ayırın, yemyeşil ormanlık bir alana gidin ve gerisini doğanın halletmesine izin verin.
Kuzey Kıbrıs’ta Shinrin-Yoku’yu denemek için 5 harika yer
Yükselen dağ zirveleri, el değmemiş ormanlarının bolluğu ve yılda ortalama 345 gün güneşli havası ile Kuzey Kıbrıs, şehir içinde ve çevrelerinde doğaya geri dönmenize yardımcı olabilecek rotalara sahip tam bir Akdeniz cenneti.
Beşparmak Dağları: Turistler için popüler bir yürüyüş noktası olan, diğer bilinen ismi ile Girne Dağları, şehir merkezine sadece yarım saat uzaklıktadır. Yoğun ormanlarla kaplı çeşitli bitki örtüsüne sahip dağ, birçok parkuru ile doğayla bütün olma imkanı sunuyor.
Alevkayası: Beşparmak Dağları’nın eteklerinde bulunan ormanlık alanda, Kıbrıs’a özgü çiçekleri görebileceğiniz botanik bahçenin ve doğanın içinde temiz havanın tadını çıkarabilirsiniz.
Tarih ve doğanın buluştuğu noktalar
St. Hilarion Kalesi: Beşparmak dağlarının Kuzey eteklerinde konumlanmış St. Hilarion Kalesi, Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs manzarasını panoramik şekilde deneyimlemenizi sağlarken, temiz ve büyüleyici havası ile sizi dış dünyadan koparıp doğayla uyumlanmanıza yardımcı olacak.
Buffevento Kalesi: Beşparmak Dağları’nın sırtlarında konumlandırılmış olan kale, Kıbrıs yarımadasının en rüzgarlı tepesinde yer almaktadır. Harika manzarası ve doğa ile bütünleşmiş görkemli bizans mimarisi size zaman kavramını unutturarak sadece doğada olmanın huzurunu yaşatacak.
Kantara Kalesi: Beşparmak Dağları’nda yer alan üç kaleden biri olan Kantara Kalesi çevresinde yapacağınız doğa yürüyüşleri, büyüleyici doğası ile bütün gerginliğinizi alacak ve enerjinizi tazeleyecek.
Shinrin-Yoku: Orman banyosunun faydaları
Doğada olmanın, tertemiz orman havasında alınan derin bir nefesin yenileyici ve canlandırıcı etkisinin bize ne kadar iyi hissettirdiğinin farkındayız.
Ormanın sesleri, ağaçların kokusu, yapraklarda oynayan güneş ışığı, ormanlardaki taze, temiz hava…
Doğada bulunmanın sağladığı rahatlık hissi çağımızın kanayan yarası olan stres, depresyon, anksiyete ve kronikleşen yorgunluğa sebep olan hormonların düzenlenmesinde oldukça büyük bir etkiye sahip.
Japonya’da 24 farklı ormanda yapılan araştırmalar, doğada zaman geçirmenin kortizol konsantrasyonları azaltabileceğini, stres seviyesini ve nabız hızını düşürdüğünü, kan basıncını düzenlediğini, enflamasyon seviyesini azalttığını ve bağışıklık sistemini geliştirdiğini gösteriyor.
Sigmund Freud’un çağdaş ve Zen Budizminden güçlü bir şekilde etkilenen bir klinik psikoloji dalı olan Morita terapisinin kurucusu Doktor Shōma Morita, 1900’lerin ilk yarısında uyguladığı tedavilerinde hastalarını ormana gönderiyor, onlara yürüyüş, odun kesme ve ağaçlar arasında dinlenme gibi aktiviteler yaptırıyordu. Kullandığı yöntemler ilaçlı tedavinin katbekat üstünde sonuçlar veriyordu.
Duyguları açmaya, sezgileri güçlendirmeye ve daha önce hiç olmadığı gibi ormanı tecrübe etmeye yardımcı olan Shinrin-yoku gibi orman terapisi yaklaşımlarının, tarih boyunca birçok kültürde kökleri olduğu bilinmektedir.
1890’lı yıllarda, Amerika’daki vahşi doğanın korunmasının önemli savunucularından biri olan, ünlü doğa bilimci, yazar ve çevre filozofu John Muir ise şöyle diyor: “Binlerce yorgun, sinir bozucu, aşırı uygar insanlar dağlara gitmenin eve dönmek olduğunu öğrenmeye başlıyor. Doğada bulunmak ve onu tanımak bir zorunluluktur.”
Orman banyosu (shinrin-yoku) bir köprü gibidir. Duyularımızı açarak, bizimle doğal dünya arasındaki boşluğu doldurur.
‘’En iyi ilacımız doğa olabilir mi? Öyleyse ona nasıl dönebilir, varlığını yoğun şehir hayatımıza nasıl dahil edebiliriz? Eski bir Çin atasözü der ki: “Kalbinde yeşil bir ağaca yer verirsen ötüşen kuşlar konar kalbinin dallarına. ‘’
-Forest Bathing: The Rejuvenating Practice of Shinrin Yoku
Shinrin-Yoku: Nasıl yapılır?
Orman banyosu, bir doğaya bağlanma pratiği. Tüm elektronikleri ve dikkat dağıtıcı her şeyi bir kenara bırakıp doğaya çıkarak ve beş duyu organını bilinçli bir şekilde devreye sokarak yapılıyor.
Önce yavaşlıyor ve zamanı unutuyorsunuz, bulunduğunuz ana odaklanıyorsunuz. Korna sesleri veya yoğun kalabalıklar tarafından rahatsız edilmeyen bir yerde dikkatli bir şekilde oturuyor ya da farkındalıkla yavaşça yürüyorsunuz. Bunu yaparken doğadaki seslere, kokulara ve gördüklerinize odaklanın. Çiçeklere, ağaçlara, çimenlere dokunabilirsiniz de. İçinizdeki hislerin farkında olarak birkaç saat doğada kalıyorsunuz.
Orman banyosunun belirli kural ve süreleri yoktur. Herkes doğa ile bağını güçlendirmek için farklı çözümler bulabilir. Ağaçların arasında öylece oturabilir ya da meditasyon, yoga, piknik, resim gibi aktiviteler yapabilirsiniz. Yeterki her zaman doğanın bir parçası olduğunuzu, ormanla aranızda sımsıkı bir bağ olduğunu hatırlayın.
“Etrafını çevreleyen bitkiler, hayvanlar, bütün insanlar ve gökyüzündeki bir yıldızın sıcaklığı ile güzelleşen bir olma sihrini deneyimle. Evrenin önemli bir parçası olduğunu, ondan ayrı olmadığını kabul et. Sen evrensin, evren de sen. Doğayla bir bütün oluncaya dek egonu dizginle. Sen evrenin gerçekleştirdiği her şeyin parçasısın, tıpkı okyanusta gerçekleşen her şeyin parçası olan bir dalga gibi.”
-Forest Bathing: The Rejuvenating Practice of Shinrin Yoku
Bütün bir farkındalıkla kendinizi ormanlara attığınız bir hafta diliyoruz!